22 Nisan 2015 Çarşamba

NİSAN UĞULTUSU

Merhabalar eksik ömrümde,
elvedalar gırla gider.
Nadasa bırakılmış gibi gönlüm;
ne bir çiçek açar, ne bir kuş öter.
Merhabalar eksik ömrümde.
Sarmaşık uzvu feleğin
sarmış ufkumu mevsim dinlemeden.
Gözlerimin rengini mavi bilirdim.
Oysa kana boyamışlar günden güne.
Merhabalar eksik ömrümde,
elvedalar ıslak henüz dünden bugüne.

Birgün ben de size "elveda" diyeceğim.
O beyaz örtüyü ben de giyeceğim.
Beklemeyin, vedada kalkmaz ellerim.
Şiirle el sallar öyle giderim.
Dizelerde bulursunuz ukdeyi.
Şimdi kuru olsa da görürsünüz sudeyi.
Kâh hürriyet kavgasına rastlarsınız,
kâh kömürden kara sevdalara.
Yalnızlık, kalın bir hastalıktır.
Duyarsınız hastalık hastasının
kafiyeli tonda vaveylasını.
Birgün ben de size elveda diyeceğim.
O cepsiz elbiseyi ben de giyeceğim.

Günler aceleci, mevsimler kararsız.
Dolunay nazlıdır, yıldızlar arsız.
İtekler istekli iğneli kılıçlar sırtımdan,
yürütürler süratle ürkütücü bir huzura doğru.
Öyle ya!
Kanlı bir kılıçtır zaman,
hayallerimi doğrayan...
Sonbahardır en güzel veda mevsimi,
o zaman gitmiştir kimi sevsem ve özlesem kimi.
Fevkalâde hislerin mezarlığı geceler,
bakalım, bakalım beni ne zaman gömecekler.
Günler aceleci, mevsimler kararsız.
Dolunay nazlıdır, yıldızlar arsız.

Merhabalar eksik ömrümde,
elvedalar gırla gider.
Birgün ben de size elveda diyeceğim.
O beyaz elbiseyi ben de giyeceğim.

Bleda YAMAN