-I-
Gün geceye döndüğünde,
Başlar uzun maceramız.
Tüm ışıklar söndüğünde,
Aydınlanır maveramız.
-II-
Sicim ayaz dindiğinde,
Nefse ısrar bindiğinde,
Gökten hüzün indiğinde,
Başlar uzun maceramız.
Pusatlanır şuaramız,
Yürekleri sadak olur.
-III-
"Ya Bismillah!" dendiğinde,
Umut, hüznü yendiğinde,
Misk-ü amber sindiğinde,
Başlar uzun maceramız.
Orhun'umuz, Buhara'mız,
Turan üzre adak olur.
Bleda YAMAN
30 Kasım 2017 Perşembe
25 Kasım 2017 Cumartesi
SARFINAZAR
Sana bakmak,
bütün çiçek adlarını
hatırlamaktır şimdi
ya da unutmak...
Seni duymak,
bütün şarkıları
söylemektir şimdi
ya da susmak...
Sana sarılmak,
bütün iklimlere
kavuşmaktır şimdi
ya da kaçmak...
Seni sevmek,
bütün şehirleri
tanımaktır şimdi
ya da kaybolmak...
Vazgeçtim.
Seni sevmek,
kaybolmamak...
Bleda YAMAN
bütün çiçek adlarını
hatırlamaktır şimdi
ya da unutmak...
Seni duymak,
bütün şarkıları
söylemektir şimdi
ya da susmak...
Sana sarılmak,
bütün iklimlere
kavuşmaktır şimdi
ya da kaçmak...
Seni sevmek,
bütün şehirleri
tanımaktır şimdi
ya da kaybolmak...
Vazgeçtim.
Seni sevmek,
kaybolmamak...
Bleda YAMAN
14 Ekim 2017 Cumartesi
DOLUNAYIN TÜRKÜSÜ
Yaşım yirmi altı.
Sana kırk senedir aşığım.
Hayat kadar berrak,
ölüm kadar karmaşığım.
Yüreğim kirli bir gökyüzü,
sense dolunay...
Ruhunu esir alan sarmaşığım!
Titreşirken kalplerimiz Ankara soğuğunda
nice umut yeşerir gecenin soluğunda.
Biz o bankta oturmuşuz
Kalu Bela'dan beri.
Kaç bahar görmüşüz kim bilir
kaç zemheri...
İlk kez ayın halesine sırnaşığım;
yaşım yirmi altı.
Sana kırk senedir aşığım.
Şimdi başka gökyüzü.
Yüz, göğü gözlüyor; gök, yüzü...
Hazırlan Mahbube;
çünkü hazır yeryüzü!
Şu yollar, şu kaldırım, şu kedi...
Kuşlar bile 'hazırız' dedi.
Bu saatler artık tehlikesiz,
Mahbube uyan!
Varsın olmasın cihanda sesimizi duyan.
Dinleseler sükûnetin vaveylasını
her mecnun bulur elbet Leylasını.
Şimdi tumturaklı hayaller
peşimize takılır.
Bu dolunay hatrına bin yıldız yakılır!
Bıkmadan, usanmadan
bakılır da bakılır...
Şimdi başka gökyüzü.
Yüz, göğü gözlüyor; gök, yüzü...
Hazırlan Mahbube;
çünkü hazır yeryüzü!
Elveda ey benim yüce yalnızlığım!
Her bakışta ışık ışık eriyen kederim.
Elveda ey sonsuz boşluk, elveda!
Artık yerim bellidir benim...
Ey uluyan kurtların yoldaşı bedir!
Bin yıllık yurtların sırdaşı bedir!
Bil ki bu aşk bir hicrete gebedir...
Elveda ey benim rengarenk karanlığım!
Her nefeste dalga dalga
çürüyen viranlığım.
Bilir misiniz vuslat,
deniz ile göğündür...
Yârin gülümsemesi sanki bize düğündür.
Ah o mahfuz saçların,
ah o deniz gözlerin...
Biri sonsuz uzundur, biri sonsuz derin!
Gör ve işit Mahbube, işte senin eserin:
Çarpıldı aşk denen güce, yalnızlığım.
Elveda ey benim yüce yalnızlığım!
Bleda YAMAN
Sana kırk senedir aşığım.
Hayat kadar berrak,
ölüm kadar karmaşığım.
Yüreğim kirli bir gökyüzü,
sense dolunay...
Ruhunu esir alan sarmaşığım!
Titreşirken kalplerimiz Ankara soğuğunda
nice umut yeşerir gecenin soluğunda.
Biz o bankta oturmuşuz
Kalu Bela'dan beri.
Kaç bahar görmüşüz kim bilir
kaç zemheri...
İlk kez ayın halesine sırnaşığım;
yaşım yirmi altı.
Sana kırk senedir aşığım.
Şimdi başka gökyüzü.
Yüz, göğü gözlüyor; gök, yüzü...
Hazırlan Mahbube;
çünkü hazır yeryüzü!
Şu yollar, şu kaldırım, şu kedi...
Kuşlar bile 'hazırız' dedi.
Bu saatler artık tehlikesiz,
Mahbube uyan!
Varsın olmasın cihanda sesimizi duyan.
Dinleseler sükûnetin vaveylasını
her mecnun bulur elbet Leylasını.
Şimdi tumturaklı hayaller
peşimize takılır.
Bu dolunay hatrına bin yıldız yakılır!
Bıkmadan, usanmadan
bakılır da bakılır...
Şimdi başka gökyüzü.
Yüz, göğü gözlüyor; gök, yüzü...
Hazırlan Mahbube;
çünkü hazır yeryüzü!
Elveda ey benim yüce yalnızlığım!
Her bakışta ışık ışık eriyen kederim.
Elveda ey sonsuz boşluk, elveda!
Artık yerim bellidir benim...
Ey uluyan kurtların yoldaşı bedir!
Bin yıllık yurtların sırdaşı bedir!
Bil ki bu aşk bir hicrete gebedir...
Elveda ey benim rengarenk karanlığım!
Her nefeste dalga dalga
çürüyen viranlığım.
Bilir misiniz vuslat,
deniz ile göğündür...
Yârin gülümsemesi sanki bize düğündür.
Ah o mahfuz saçların,
ah o deniz gözlerin...
Biri sonsuz uzundur, biri sonsuz derin!
Gör ve işit Mahbube, işte senin eserin:
Çarpıldı aşk denen güce, yalnızlığım.
Elveda ey benim yüce yalnızlığım!
Bleda YAMAN
12 Eylül 2017 Salı
TAHAMMÜL GAZELİ
Kurudu gülistanım, tek bir gülüm kalmadı;
Biçare beklemeye tahammülüm kalmadı.
Soluk soluk erirken altında gökkubbenin,
Kahramanlar ardından güzel ölüm kalmadı!
Ben ki her mezalimi mazlumundan tanırım,
Sanki o gözlerinden başka zulüm kalmadı...
Solarken umut umut bu bekleyiş içinde;
Kurudu gülistanım, bir bülbülüm kalmadı.
Alev gibi sabrıma kuvvetli rüzgâr gerek,
Yaşamak karşısında bir müşkülüm kalmadı!
Biçare beklemeye tahammülüm kalmadı.
Soluk soluk erirken altında gökkubbenin,
Kahramanlar ardından güzel ölüm kalmadı!
Ben ki her mezalimi mazlumundan tanırım,
Sanki o gözlerinden başka zulüm kalmadı...
Solarken umut umut bu bekleyiş içinde;
Kurudu gülistanım, bir bülbülüm kalmadı.
Alev gibi sabrıma kuvvetli rüzgâr gerek,
Yaşamak karşısında bir müşkülüm kalmadı!
30 Mayıs 2017 Salı
MAHBUBE'YE HÂL BEYÂNI - II
Kötü değilim Mahbube.
Son kez bulutlar yük üzerimde
ve son kez yolculuk uzun.
Bu sefer herkes farkında
mutsuz olduğumuzun.
Yalnız bende mahfuzsun,
yalnız bende zahir...
Seni bir sır gibi değil
bir kader gibi saklıyorum.
Gündüzleri aşkınla suç işleyip,
kendimi geceleri hasretinle aklıyorum.
Kötü değilim Mahbube.
Son kez yıldızlar dargın bana
ve son kez sükûnet uzun.
Bu sefer herkes farkında
huzursuz olduğumuzun.
Gözlerimde bir şairin can çekişleri,
zamanın titrek ve korkak ilerleyişleri...
Eskiden tamamlar gibiydi
her acıyı gözlerin.
Şimdilerde maviliklerin en vefalı hısmıyım.
Gözlerin ve gözlerin ve gözlerin!
Üsküdar kadar zarif, Semerkant kadar kadim.
Kaybolur tutabilsen ellerimden binbir vaadim.
Yalnız sende mazbutum,
yalnız sende batın...
Bin yıllık yurtların bekçisiyim,
bir de saçlarının Mahbube!
Gözlerimde bir şairin can çekişleri,
zamanın titrek ve korkak ilerleyişleri...
Kötü değilim Mahbube.
Sosyoloji ve polisiye meraklısıyım.
Ne kötülükleri seziyorum artık
ne kıyametler umrumdadır.
Tanrı Dağları'nın eteklerinde bir çadır
kurmanın hayâli ile yaşıyorum.
Kendime ve bize şaşıyorum:
Bir efsunlu ahu ve bir uslanmaz deli!
Nasıl kavuşuruz ey bahtımın bahar çiçeği?
Kader, seni gönlüme sürgün edeli
umut uçurumunun ucundayım...
Aç ellerini ve bir bak!
Nasıl da avcundayım.
Kötü değilim Mahbube.
Kötülükler erir içimde.
Kötü değilim Mahbube.
İyileşiyorum seni her görüşümde...
Bleda YAMAN
Son kez bulutlar yük üzerimde
ve son kez yolculuk uzun.
Bu sefer herkes farkında
mutsuz olduğumuzun.
Yalnız bende mahfuzsun,
yalnız bende zahir...
Seni bir sır gibi değil
bir kader gibi saklıyorum.
Gündüzleri aşkınla suç işleyip,
kendimi geceleri hasretinle aklıyorum.
Kötü değilim Mahbube.
Son kez yıldızlar dargın bana
ve son kez sükûnet uzun.
Bu sefer herkes farkında
huzursuz olduğumuzun.
Gözlerimde bir şairin can çekişleri,
zamanın titrek ve korkak ilerleyişleri...
Eskiden tamamlar gibiydi
her acıyı gözlerin.
Şimdilerde maviliklerin en vefalı hısmıyım.
Gözlerin ve gözlerin ve gözlerin!
Üsküdar kadar zarif, Semerkant kadar kadim.
Kaybolur tutabilsen ellerimden binbir vaadim.
Yalnız sende mazbutum,
yalnız sende batın...
Bin yıllık yurtların bekçisiyim,
bir de saçlarının Mahbube!
Gözlerimde bir şairin can çekişleri,
zamanın titrek ve korkak ilerleyişleri...
Kötü değilim Mahbube.
Sosyoloji ve polisiye meraklısıyım.
Ne kötülükleri seziyorum artık
ne kıyametler umrumdadır.
Tanrı Dağları'nın eteklerinde bir çadır
kurmanın hayâli ile yaşıyorum.
Kendime ve bize şaşıyorum:
Bir efsunlu ahu ve bir uslanmaz deli!
Nasıl kavuşuruz ey bahtımın bahar çiçeği?
Kader, seni gönlüme sürgün edeli
umut uçurumunun ucundayım...
Aç ellerini ve bir bak!
Nasıl da avcundayım.
Kötü değilim Mahbube.
Kötülükler erir içimde.
Kötü değilim Mahbube.
İyileşiyorum seni her görüşümde...
Bleda YAMAN
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)